Yeniçeriler

Yeniçeriler, 1.Murat döneminde gayrimüslimlerin çocuklarına devşirme yolu ile eğitim verilerek yetiştirilen ve sonunda asker olan kişilere verilen addır.Gayri Müslim çocuklar, Osmanlı Devletinin içindeki halktan yada savaşlar sonucunda esir düşen çocuklardan temin edilmiştir. Köylü Türk ailelerin yanlarına verilerek eğitilmeleri sağlanmıştır. İlk etapta Devşirmeler diye tabir edilen bu çocuklar sünnet edilmiş ve kendilerine Müslüman isimler verilmiştir.
Türkçe öğrenmeleri sağlanmış zamanla içerisinde de İslam dini, Türk örf ve ananeleri öğretilmiştir.Devşirme olan bu çocuklar kışlalarda yaşar, emekli oluncaya kadar evlenmeleri ve şehirde oturmaları yasaktır. Hünerlerini gösteren, akıllı, zeki, dirayetli ve güçlü olan çocukların kabiliyetlerine göre rütbeleri arttırılmış hatta subay ve general bile olabilmişlerdir. Sadrazamlığa kadar bile yükselebilme şansları olmuştur. Yeniçeriler kurulduğu dönemden itibaren Kanuni Sultan Süleyman'a kadar dünyadaki en güçlü askeri i ocaklardan biri halini almıştır. Lakin Kanuni Sultan Süleyman'dan sonra tahta geçen padişahlar savaşlara bizzat kendileri katılmamış kendi yerine vezirlerini görevlendirmişlerdir. Bu olay sonucunda yeniçeriler eski düzen ve disiplinlerinden uzak kalmışlardır. 17.Yüzyıla geldiğimizde ise yani Osmanlı Devleti gerileme dönemine girdiğinde yeniçeriler ocağında bazı sıkıntılar ortaya çıkmaya başladı. Yeniçeri artık devşirme usulü değil halktan kişiler tarafından seçiliyordu. bunun yani sıra yeniçerilerin evlenmelerine katiyen izin yoktur ama bu dönemde bazı yeniçerilerde evlenmeler görülmüştür. Geçimlerinin büyük bir bölümünü savaş ganimetinden kazanan yeniçeriler bu dönemlerde ganimet kazanamaması nedeniyle farklı işlerle uğraşmış savaşlar için talim yapmayı bırakmışlardı. Tüm bunların yanında askerlere yakışmayan davranışlar içine giren sarhoş Yeniçeriler, zaman zaman halkın canına ve malına zarar vermeye başlamıştı. Öyle ki yeniçeriler cülus bahşişi alabilmek için bile padişahları değiştirme girişimlerinde bulunmuşlardır. Dönemin tabiri ile "Ocak devlet içindir." ifadesi yerini "Devlet ocak içindir." ifadesine bırakmıştır. Yeniçeri ocağının kaldırılma vakti geldiğini anlayan 2.Osman bunun için bazı girişimlerde bulunmuş ama yeniçerilerin bu girişimlerden haberdar olması sebebiyle 2.Osman yani Genç Osman'ı tahttan indirerek katletmişlerdir. Ardından 4.Murat idareyi son derece katı ve disiplinli bir şekilde idareyi eline almıştır. Meyhaneleri yeniçerilerin isyan yerleri olarak gördüğü için kapattırdı ve bu yasağa uymayanları öldürttü. 3.Selim tahta geçtiğinde ise Yeniçeri ocağını kapatmak yerine daha çok Avrupa ordusunu andıran ve bizzat Fransız komutanlar tarafından eğitim gören kişilerle "yeni düzen" anlamına gelen Nizam-ı Cedit ordusunu kurmuştur.Lakin bu orduya luzüm olmadığını düşünen ve bu ordunun giydiği  pantolon ve ceketin de dinen vaiz olmadığını söyleyen bir grup 1807 yılında başlarında Kabakçı Mustafa ile beraber 500 kişi İstanbul'a yürüdü. "Pâdişâhı da istemiyoruz "diye bağıran âsiler, 29 Mayıs 1807’de, Sultan III. Selim'i tahttan indirip, yerine IV. Mustafayı geçirdiler. Bu olay tarihe Kabakçı Mustafa İsyanı olarak geçmiştir. 2.Mahmut tahta çıktığında ise yeniçeri ocağını kaldırmaya son derece kararlı idi. II. Mahmut Yeniçerileri 1821 yunan ayaklanmasında göstermiş oldukları başarısızlıktan sonra ücret talep etmeleri, savaşmadan meydanları terketmeleri ve buna karşın hazineden pay talep etmeleri üzerine yeniçeri ocağını kaldırmak için birtakım ıslahatlar yaptı. Tam 17 yıllık bir planın ardından 25 Mayıs 1825'de bu fikrini uygulamaya koydu. Eşkinci ocağı adı verilen yeni bir askeri sınıf kurulduğunu resmen açıkladı.Bu yeni askeri grubu istemeyen Yeniçeriler, At meydanında toplanarak gösteri yaparak ayaklandılar. Babıali’ye saldırarak altı bin kese para aldılar. Sadrazam Selim Paşa, vezirleri, din adamlarını, humbaracı, lağımcı, topçu ve donanma mürettebatını topladı; sancağı çıkartarak ocakla savaşılacağını bildirdi ve halkı da sancak altında toplamaya gayret gösterdi.Sadrazam Selim Paşa meydan kışlasını çevirerek top ateşine tutturdu. Ateş sonucunda meydan kapısının bir kanadı kırıldı. Kapının öbür kanadını da kıran halk Yeniçerilerin üzerine saldırdı. Yeniçeriler kışla ve tekkeye sığındılar. Top ateşi sonrasında kışla birkaç saatte, içindeki yeniçerilerle birlikte yakılıp yıkıldı.
Bu olayların sonucunda 6.000 kişi öldürüldü, 20.000 kişi de sürgüne gönderildi. 16 Haziran 1826'da tarihe karışan Yeniçeri Ocağının yerine, Asakir-i Mansure-i Muhammediye adlı yeni bir ocak kuruldu. Anlamı ise "Muhammed'in zafer kazanmış orduları"dır. II. Mahmud daha sonra Yeniçeri Ocağının kaldırıldığını, bir fermanla halka bildirdi.