
Merhaba kardeşlerim bugünkü makalemizin konusu Sultan Abdülaziz'in şüpheli ölümü beğenip paylaşın ki daha çok kişiye ulaşmış olalım...
Her şey hazırdı. Bir gün sonra Harbiye Mektebi Kumandanı Süleyman Paşa iki tabur askerle Dolmabahçe Sarayını bastı ve Sultan Abdülaziz’i tahttan indirdi. Sultan Abdülaziz’in hal gerekçesi olarak da ‘muhtelüs şuur’ olması gösterildi. Sultan Abdülaziz tahttan indirildikten sonra haremi ile birlikte Topkapı Sarayına nakledildi.Sultan Abdülaziz Han, Topkapı Sarayı’na hapsedildiği sırada, Sultan Beşinci Murad’a bir mektup yazdı. Mektubunda özetle:

Sultan Abdülaziz Han, Topkapı Sarayı’ndan, Ortaköy’de Çırağan Sarayı yanında bulunan Fer’iye Sarayı’na nakledilmesini istemiş ve bu isteği 1 Haziran 1876 günü yerine getirilmişti. Sultan Abdülaziz, burada gayet sıkı bir şekilde gözaltına alındı ve hemen, hizmetine üç hizmetçinin tayin edildiği vâlide sultana bildirildi.Bu üçü, cinayet günü sabah erkenden Fahri Bey tarafından gizlice saraya sokulmuşlardı. Binbaşı Necib ve Binbaşı Ali Beyler de gelmişti. Reyhan ve Rakım Ağalar odanın kapısı önünde, kimsenin sokulmaması için nöbetçi bırakıldılar. Böylece katil heyeti sekiz kişi oldu. Bu altı kişi, sessizce Sultan Abdülaziz Han’ın odasının önüne geldiler ve içeri girdiler. Çok hızlı hareket eden kâtiller, Sultan Abdülaziz Han’ın üzerine atıldılar. Bir mücadele yaşandı. Bu mücadelede padişah zaman zaman ellerinden kurtulmayı başardı. Fakat daha sonra padişahı ellerine geçirdiler ve bilek damarlarını kestiler. Sultan tamamen bitkinleşince de olduğu gibi bırakıp her biri bir yere savuştular.
Ardından da önceden ayarlandığı gibi, hizmetçi ve küçük memurlardan birkaçı hemen feryada başladılar. Bu feryadlar üzerine odanın kapısı kırıldı ve Sultan Abdülaziz Han, bir şilteye sarılarak çok hızlı bir şekilde karakola götürüldü. Bu acelenin asıl sebebi, padişahı katlettikleri sırada yaşanan boğuşma izlerini göstermemek ve muhtemel delilleri ortadan kaldırmaktı.
Eğer Sultan Abdülaziz Han, intihar etmiş idiyse onu kurtarmak için niçin kendisine hiçbir tıbbî veya insanî yardım yapılmamıştı? Osmanlı saraylarında doktor eksik olmamasına rağmen, hiçbir müdahalenin yapılmaması bu hâdisenin cinayet olduğunu bir defa daha isbat etmektedir. Eğer Sultan Abdülaziz Han, intihar etmiş olsa bile, kendisine canlı olduğu halde müdahale yapılmaması ve o şekilde karakola nakledilmesi ile cinayetin ta kendisi işlenmemiş midir? Sultan Abdülaziz'in 30 Mayıs 1876'da askeri darbe ile tahttan indirilmesi ve şüpheli ölümü üzerine Çerkes Hasan'ın ablası Neşerek Hanım da 11 Haziran 1876'da vefat etti. Bu olaylardan Abdülaziz'i tahttan indiren başta Hüseyin Avni Paşa ve diğer devlet görevlilerini sorumlu tutan Çerkes Hasan 15 Haziran 1876 günü Midhat Paşa'nın konağına giderek hükümet toplantısını bastı.
Serasker (Genel Kurmay Başkanı) Hüseyin Avni Paşa'yı ve Hariciye Nazırı Mehmed Raşid Paşa’yı öldürdü. Midhat ve Ahmed Paşaları da öldürmek için kovaladı. Çerkes Hasan yakalanana kadar 10 kişi ölü yatıyordu. Kısa süren bir duruşma sonucu idama mahkûm edildi ve Edirnekapı Mezarlığında defnedildi.
Abdüzlaziz döneminde ki bazı yenilikler :
* İlk kez posta pulu basıldı (1863)
* Osmanlı Donanması'na ilk zırhlı savaş gemisi katıldı (1864).
* Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) açıldı (1868).
* Divan-ı Ahkâm-ı Adliye (Yargıtay) kuruldu (1868).
* Şura-yı Devlet (Danıştay) kuruldu (1868).
* Belediyeye bağlı ilk modern İtfaiye teşkilâtı kuruldu (1871).
* Darüşşafaka açıldı (1873).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder